Suluboya resimlerimi ve deneyimlerimi sizlerle paylaşıyorum.

11 Eylül 2013 Çarşamba

Suluboya resim yaparken maskeleme kullanmak.

Photoshop kullananlar ne demek istediğimi başlığı görür görmez anlamışlardır. Aslında maskeleme resmin vazgeçilmez bir parçasıdır. Photoshop gibi grafik işleyen programların da yaptığı bunu dijital ortamda kullanılabilir hale getirmektir.

Kısaca maskeleme; resim yaparken belli yerleri boyama işleminden muaf tutmaktır. Yani belirlediğiniz kısıma yani maskelediğiniz alana yaptığınız boyama işlemi etki etmez.

Peki bu nasıl yapılır?

Maskeleme için değişik yöntemler vardır.
Bunlardan belkide en ilkeli mum kullanmaktır. Mum, sürüldüğü yüzeyde kaygan bir tabaka bırakacağından yaptığınız boyama işleminden etkilenmez ve daha önemlisi boyanız kuruduktan sonra tırnakla kazınabilir. Kazıma işleminden sonra mum sürülen alanlar boyanmamış tertemiz kağıttır ve bu alana ayrıca çalışılabilir. Böylece bu iki desen birbirleriyle karışmamış olur.Fakat mum yağ bırakabileceğinden daha sonra bu alanın üzerinde çalışılması gerekirse boya tutmayacaktır. Bu nedenle mumu bir maskeleme aracı olarak şimdilik düşünmüyoruz.


Suluboyada koyu üzerine açık renk çalışmak suluboyanın transparan etkisi yüzünden mümkün olmadığından bir dağ çizip üzerine kar yapmak mümkün değildir. Bu nedenle kar yapılacak alan boş bırakılır. Fakat boş bırakma işlemi genellikle renk geçişleri veya fırça dokusu vermek istediğimiz durumlarda istenilen etkiyi vermemize engel olur. Böyle durumlarda maskeleme kullanarak dağımızı istediğimiz gibi boyayabiliriz. Boyamız kuruduktan sonra ise maskeyi kaldırarak kar yapacağımız alanı elde ederiz.

Maskeleme işlemini daha düzgün ve sorunsuzca yapmak istiyorsak mum yerine maskeleme sıvısı kullanmalıyız. Maskeleme sıvılarını bir çok suluboya üreticisi kendi markası altında satmaktadır. Pek karşılaştırma imkanım olmadı fakat kendi kullanmış olduğum bu maskeleme sıvısıyla tecrübemi görsellerle size aktarmaya çalışacağım.

Kullandığım maskeleme sıvısı.

Bu sıvıyı kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli şey sakın kaliteli bir fırçayla uygulamamanızdır. Ben önceden tahmin ederek kötü bir fırçamı kurban verdim. Uyguladıktan sonra fırçanızda kuruyan sıvı fırçanızı plastiğe çeviriyor ve hiçbir şekilde temizlenmiyor. Dediğim gibi bir fırçamı kurban verdikten sonra bir püf noktası keşfettim. O da fırçayı sıvıya sürmeden önce bolca ıslatmak. Bu da kesin çözüm değil fakat sonrasında çok fazla etkisi kalmıyor ve bir fırçayı birden fazla kullanabiliyorsunuz.

EDİT: Yeni öğrendiğim bir yöntemle fırçaya hiçbir zarar vermeden maskeleme sıvısını kullanabildim! Fırçanızı ıslatıp sabunluyorsunuz. Sabuna bulanmış fırçanızla maskeleme sıvısını kullandıktan sonra fırçanızı yıkadığınızda sadece sabun gelmemiş yerlerde belki sapında bir miktar sıvı kalıyor. Fakat iyice sabuna bulanmış bir fırçanın kıllarının içine nüfuz edemeyen sıvı yüzesel kaldığında sorun çıkarmıyor ve kolayca fırçanızdan temizleniyor. Bu yöntemi youtubede bir ressamdan öğrendim. Ve çok sevindim. Çünkü fırça kullanmadan bu sıvıları resminize uygulamak gerçekten çok can sıkıcı.

Bu sıvıyı fırçanızla boya yapar gibi maskeleyeceğimiz yere sürüyoruz. Eğer fırçamız yeniyse daha rahat sürebildiğimizden küçük detayları yada desenleri çok güzel verebiliyoruz. Ama maskeden etkilenmiş bir fırça ise işimiz çok zorlaşıyor. Sıvıyı kullanmak bu yüzden biraz problemli. Diğer markaların ürünlerini bu nedenle denemek istiyorum.

Örnek bir maskeleme işlemini aşağıda sırasına göre fotoğrafladım.

Önce örnek için kullanacağımız ağaçları çiziyoruz.
Sıvı maskemizi ağacın gövdesi ve dallarına sürüyoruz.

Sağ tarafta ise maskeleme yapmadan bir ağaç çizeceğimizden maske kuruyana kadar bunu boyuyoruz.

 Maskemiz kuruduktan sonra soldaki ağacımızı da boyuyoruz. Gördüğünüz gibi iki ağacımız da boyandı.
Maske uyguladığımız ağaçta ağaç boyandıktan sonra ağaç gövdesinin arkasına zemin uyguladım.
Maskemiz kuruduktan sonra silgiyle yada parmaklarımızla ovalayarak maskeyi kağıttan kolayca çıkarabiliyoruz.

 Görüldüğü gibi maskelenmiş alanımız boyalı alandan keskin bir şekilde ayrıldı.
 Bu öreğimizde maskelemenin bize sağladığı en güzel etki ağaç gövdelerinin arkasında kalan kısmın kusursuzluğu oldu. Maskeleme uygulanan gövdenin üzerine zemini kesintisiz bir şekilde uyguladım. bu nedenle zemin rengi ne kesintiye uğradı, ne ton farkı oluştu. Ayrıca fırça izleride oluşmadı.
Maskeleme uygulamadan boyanan zemin de ise ton farkları ve fırça desenlerinde farklılıklar oluştu.



Giriş seviyesi tablet suluboyalar ve kaliteli tablet suluboyalar arasındaki farklar

Giriş seviyesi tablet suluboya derken; kırtasiyeye gittiğinizde "abi bizim çocuğa ordan bir suluboya ver" dediğinizde alacağınız türden bir boyayı kastediyorum. Bu genellikle ..ber Castell, ..hann Faber, .elikan marka bir boya olacaktır.

Aslında bu markalarla işe başlayanlar kendilerini biraz şanslı sayılabilirler. Çünkü günümüzde "bir milyoncularda" satılan boyalı çakıl taşlarıyla suluboya işine girenler resim maceraları başlamadan bitmiştir zaten. :)

Bu iki boya arasındaki temel fark pigment sayılarıdır.

Pigment kısaca rengin özüdür diyebiliriz. Yani boyaya rengini veren bu pigment dediğimiz organik yada inorganik maddedir. Boyanın gerisi ise kıvamını vs artırmaya yarayan maddelerden oluşur.

Kalitesiz boyalar bu pigmentlerden maaliyet nedeniyle daha az kullanırlar. Ucuz olan boya daha çok görünse de aslında içerdiği pigmentler az olduğu için siz aynı örtücülükte ve doygunlukta boyayı uygulayabilmek için daha çok tablet tüketmeniz gerekecektir. Suluboya teknik olarak tekrarı kabul etmediğinden de üzerinden tekrar geçeyim de daha koyu olsun gibi bir şansınız olmayacaktır. Bu nedenle fırçanıza etkili bir renk alabilmek için sürecek sürecek sürecek süreceeeeeksiniz.... :)

Pigment sayısı yüksek bir boya da ise boya yüklü fırçanızı ıslak kağıdınıza değdirdiğinizde rengin fırçanın ucundan bir anda etrafa nasıl dağıldığınıgörebilirsiniz.

Ayrıca kaliteli sınıfa dahil ettiğimiz bu boyalar diğerlerine göre daha yumuşaktır. Üzerine ıslak fırçanızla biraz dokunduğunuzda macuna yakın bir kıvama dönüşürler. Bu da fırçanızla tek dokunuşla bile paletinizden renk almanızı sağlar

Bir diğer önemli fark ise kalitesiz boyalarla renk karışımı yapılamıyor olmasıdır.
Öyle ki; iki rengi birbirine karıştırdığınızda renk canlılığını yitiriyor ve bir renk daha ekleyip üçlü bir karışım yaptığınızda ise sonuç çamur oluyor. Bunun nedeni de büyük ihtimalle yine pigment oranıyla alakalı.




0

Suluboya kağıdı, resim kağıdı ve a4 yazıcı kağıdında suluboya etkileri.

Suluboya ile resim yapmak pastel, yağlıboya yada akrilik boya ile resim yapmaya göre belki de en zorudur. Ancak suluboya ile tanışıklığımız genellikle çok erken yaşlarda başlar.

Boyaların elbiselerimizden yada okuldaki sıra örtülerinden yıkamayla çıkabiliyor olması ve suluboya malzemelerinin diğerlerine göre uygun fiyata temin edilebiliyor olması ilkokuldaki bu tanışıklığımızın en büyük etkenidir sanırım.

Peki neden sevemedik suluboyayı ve neden o sırılsıklam buruşuk kağıtlardaki belli belirsiz ağaçlar kaldı hafızamızda?

Cevabı basit; kullanılan malzemelerin kalitesizliği.

Resim derslerimize giren beden eğitimi öğretmenlerimiz madem çizimi öğretmiyorlar keşke kaliteli malzeme kullanmaya teşfik etselermiş. Yada kaliteli malzeme olduğundan haberdar edip nerelerde satıldığını gösterselermiş. :)

Neden ilkokuldan giriş yaptığımı zaten anlamışsınızdır. Bir bardak su ve renkli çakıl taşlarıyla uğraştık çocukluğumuzda resim yapacağız diye. Fırça ve boyalara başka konularda zaten değineceğim. Bu yazımda ise A4 diye halk arasında yaygınlaşmış 80gr lık yazıcı kağıdı, 170 gr lık resim kağıdı ve 300gr suluboya kağıdı arasındaki farkları göstereceğim.

Üç farklı kağıdı tüp boyalarla ve kolinski samur fırçayla boyayacağım.








2